|
Kazevi |
|
|
|
|
Temmuz 2011 tarihinde başladığımız kaz yetiştiriciliği maceramız bugün alınan (1 tanesi maalesef getirenlerin aracında telef oldu) 9 kaz ile; 14 yetişkin ve 6 palaz ile toplamda 20 bireye ulaştı. 2011 yılı sonuna kadar alımlar ile toplam 100 bireye ulaştırmayı planladığımız sayıyı, üretim ile 2012 Eylül sonunda 1000 bireye ulaştırmayı hedeflemekteyiz.
Ülkemizde ticari ve planlı olmayan üretimlerle kaz varlığı 2,000,000 civarındadır. Planlı ve bilinçli üretim ile, ve ticaret alanının oluşması ile yakın zamanda gelişecek olan sektörde var olmayı amaçlamaktayız.Elimizdeki ırk yerli olup, 100 bireyin 5 adetini "Beyaz Çin Kazı" olarak oluşturmayı planlıyoruz.11.7.2011 de aldığımız 7 yavru ve 10 yetişkin ile birey sayısı (eski yavrulardan biri kümeste ölü bulundu) 36 'ya ulaştı.Şimdilik hepsi 12 m2 lik ahşap kümeste duruyor. Yakında yapılmakta olan kapalı-açık kümese taşınacaklar.Daha yeni kümes yapılmadan dün 18.7 2011, bir gece operasyonu ile arkadaşımızın çiftliğinden 65 baş daha aldık. Böylece birey sayısı 101 oldu. Şimdi sırada kümes yapımı ve follukların oluşturulması var. Bir de mini göletimiz kurudu. Kurak geçecek 2 aylık süreyi tanker ile su taşıyarak geçirmeyi planlıyoruz.
Tahminimizin ötesinde etraf kaz pisliği ile dolu. Çiftliğin bahçesi onlara göre değil. Mutlaka merada koyun gibi yayılmaları lazım. O zaman sorun yok. Sessizce yayılıyorlar, ilgi ve zaman ayırmak gerekmiyor. Tek ihtiyaçları su ve mera, akşam kümese girerken isterseniz de biraz yem verebilirsiniz. Yemi Şubat-Temmuz ayları arasında verirseniz iyi olur; hem kızgınlık yapar, hem yumurta verimi artar.
Kümes yapımında kafamız biraz karışık. En basiti; herkes "kaz üşümez, fırtınaya maruz kalmazsa ve üstü ıslak kalmazsa hiçbirşey olmaz" diyor, ama teknik bilgilere bakınca mutlaka kapalı bir kümes, ve belli sıcaklıktan bahsediyor.
Bir diğer konu Ocak' tan itibaren başlayabilecek yumurtlama dönemi içinde yumurtaların toplanması. Yumurtalar biryerde toplanıp, sonra kazların altına konacakmış? Bakıcaz.
22.7.2011 de komşunun haski cinsi köpeği palazlardan birini öldürdü, sayı 100 ' e düştü. Küçük göletimizde su kurudu, 2 tank toplam 3 ton su aldık, seviye 80 cm. oldu. Böyle yazı çıkaracağız.
8 Ekim 2011 Hüsran yaşıyoruz. Kazların toplam mevcudu şuan 41. Geçen süreçte 2 'li, 3'lü hatta 5 'li ölümler ile telef oldular. Hala 2-3 tanesi sendeleyerek yürüyor. Ölüm sebeplerini bulamıyoruz. Dayanıklı oldukları yaygın bir inanç ama bizimkiler ölüyor. Komşu bahçelere dadanıp bahçeleri yiyip tükettiklerinden, bazı bahçe sahiplerinin başa çıkamayıp zehir vermiş olabileceğinden şüpheleniyoruz. Doğrusu zaman harcayıp izleme fırsatımız olamıyor. Bakamıyoruz. Ama gördük ki; akan su şart. Bakım ve ilgilenme şart. Yem takviyesi şart. Meradan otlanma ancak çok verimli otlak varsa yeterli olur. Yazın sıcak ve kurakta mutlaka yem takviyesi gerekiyor.
13 Ekim 2011 Ve kaz maceramızın hazin sonu... Elde kalan 36 kazı zayıf bir inek (1500 TL değerinde)karşılığında verdik. Kazlara bugüne kadar toplamda (kaz alım bedelleri dahil) aşağı yukarı 5,000 TL harcamamız olmuştu.Matematiksel olarak; 2 ortak olarak; adam başı 1,750 TL ziyan ile deyenim kazandık.
ucan-kaz.com 'dan alıntıdır. Doktora Semineri KONYA 1999 Hazırlayan: Muammer TİLKİ Danışman: Prof. Dr. Şeref İNAL 1. GİRİŞ Yirmi birinci yüzyıla girerken oldukça hızlı bir şekilde artan dünya nüfusunun günümüzdeki en önemli problemlerinden birisi beslenmedir. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin etkisiyle, tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de toplumsal yaşam değişiklikler göstermektedir. Hayat standartlarımızın yükselmesi beslenme alışkanlıklarımızı da değiştirmekte ve hayvansal protein ihtiyacımız gün geçtikçe artmaktadır. Böylece zaten yetersiz olan hayvansal protein üretimindeki açık da gittikçe büyümektedir. Farklı bir yetiştiricilik kolu olarak kaz yetiştiriciliği ülkemizde çok fazla bilinmemekle birlikte Dünya da pek çok ülkede önemli bir yer tutmaktadır. Türkiyede kaz yetiştiriciliği Doğu Anadolu bölgesi özellikle Kars ilinde, Orta Anadolu ve İç Ege bölgesi köylerinde yapılmaktadır. 1995 sayımlarına göre Türkiyedeki toplam kaz sayısı 1 745 000 adettir (D.İ.E. 1995, Coşkun ve ark. 1997). Kaz yetiştiriciliği, geçen 25 yılda kümes hayvanları endüstrisinin diğer kollarında meydana gelen hızlı teknik gelişmelerden tam olarak etkilenmemiştir. Evcil kazlarda yapılan araştırma sayısı çok azdır. Amerikada, kaz sayısı toplam kümes hayvanlarının %1inden daha azını oluşturmaktadır. Dünyada bugün başlıca kaz yetiştiriciliği yapılan ülkeler; İngiltere, Kanada, ABD, Çin, Polonya, Çekoslovakya, Fransa, Bulgaristan ve Rusyadır. Bu ülkelerin çoğunda kazlar, karaciğeri ve tüyleri için üretilmektedir (Moreng ve Avens 1985, Parkhurst ve Mountney 1987, Gleaves 1997). Kazlar İnsanlar tarafından evcilleştirilen ilk kümes hayvanı olarak bilinmektedir. Çok zekidirler, kolayca öğrenirler ve iyi bir hafızaya sahiptirler. Büyüklük ve tip bakımından ördek ve kuğular arasında yer alırlar. Dişi ve erkek kazların tüy renkleri birbirlerine benzediğinden, tutmadan cinsiyet ayrımı yapmak zordur (Parkhurst ve Mountney 1987). Kazların yaşam süreleri hakkında çeşitli bilgiler mevcuttur. Yaşam süreleri 20-60 yıl arasında değişmektedir. Fakat yetiştiriciler tarafından bu kadar uzun süre elde tutulmazlar. Elde tutulma süreleri yetiştirme tipine bağlı olarak değişir. Eti için yetiştirilen kazlar 3-5 yıl elde tutulurlar. Fakat geleneksel yetiştirmede bu süre 10 yıla kadar uzayabilir (Graves 1985, Parkhurst ve Mountney 1987, Nowland 1997).CİNSİYET TAYİNİ Kazlar hakkında genellikle sorulan sorulardan birisi de erkek ve dişinin nasıl ayırt edildiğidir. Cinsiyet tayininde uygulanan en emin yöntem cinsiyet organlarının muayene edilmesidir. Bu uygulamada yeterli tecrübe kazanıldığında çok başarılı sonuçlar alınabilir (Gleaves 1997). Günlük kaz civcivlerinin cinsiyeti, tavuk civcivleri için kullanılan tekniğe benzer bir yolla kloakanın muayenesi ile belirlenebilir. Tecrübesiz bir kişinin cinsiyet tayini sırasında civcivlerin cinsel organlarına zarar verme ihtimali oldukça yüksektir. Bu nedenle bir günlük kaz civcivlerinin cinsiyet tayini, eğitimli ve tecrübeli kişiler tarafından yapılmalıdır. Ergin kazlarda kloaka muayenesi ile cinsiyet tayini kaz palazlarına göre daha rahat yapılmaktadır (Nowland 1997). Kazlarda kloaka muayenesi ile cinsiyet tayini; 1- Kazlar kanat ve ayakları yakalanarak yukarı kaldırılır, 2- Diz üzerine yada bir masanın üzerine uzatılır, kuyruk kişiden uzaklaştırılır, 3- Daha sonra işaret parmağı yaklaşık 1.25-2.5 cm kadar kloakadan içeri sokulur, 4- Kapalı olan yeri açmak ve sfinkter kaslarını gevşetmek için birkaç dairesel hareket yapılır, (Bazen bu işi başarmaya yardımcı olması için işaret parmağına bir miktar vazelin sürülür) 5- Bundan sonra işaret parmağı ile, cinsiyet organını tersine döndürmek için direkt olarak deliğin yan tarafına ve aşağı tarafına baskı yapılır ve bu şekilde cinsiyet organları meydana çıkarılır, fakat bu arada sert hareket yapılmamalıdır, 6- Eğer kaz palazı erkek kaz ise penis kloakadan ters dönerek dışarıya çıkar, 7- Kaz palazı dişi ise genital organının yüksekliği dikkat çeker (Hamre 1980, Ensminger 1992, Mercia 1995, Nowland 1997, Gleaves 1997). Deneyimsiz bir cinsiyet tayin uzmanı, erkeklik organı dışarı çıkmayan hayvanı kolayca dişi diye tanımlayabilir. Bunu belirlemenin tek yolu, dişi genital organının derinliğinin tam olarak belirlenmesidir. Aksi halde bir dişi kazın erkek kaz diye tanımlanması da mümkündür (Hamre 1980, Feltwell 1992, Gleaves 1997, Nowland 1997). Spiral şekilde ve beyaz olan penis, tam gelişmemiş hayvanlarda 1 cm iken, yetişkin erkeklerde 4cmye kadar çıkabilir. Erkeklerde deliğin bulunduğu yerin iç kısmının rengi pembedir ve yüzeyi düzdür (Parkhurst ve Mountney 1987, Nowland 1997). Daha az yanılgıyla yetişkin kazlarda hayvanların davranışlarına bakılarak cinsiyet tayini yapılabilir. Bu amaçla sürü birkaç gün süreyle dikkatli bir şekilde gözlenmeli ve erkeklerle dişiler arasındaki farklar tespit edilmelidir. Görülen başlıca farklılıklar tablo 4de gösterildiği gibi özetlenebilir. Tablo 4. Erkek ve dişi kazların bazı davranış farklılıkları (Nowland 1997) KAZLARDAN ÇEŞİTLİ FAYDALANMA YOLLARI 10.1. Yabani otları temizleme Kazlar bazı yetişen filizlere zararlı olmaksızın yabani zararlı otların kontrolünde herhangi bir yaşta kullanılabilirler. Yabani otların temizlenmesi bakımından en iyi performansı 6 haftalık genç kazlar gösterirler. Kazlar; mısır, pamuk, şeker kamışı ve çilek tarlaları ile fidanlık, meyve bahçeleri ve üzüm bağlarının yabani otlarını çok iyi temizlerler. Bununla birlikte kazların niçin bazı filizleri yemedikleri bilinmemektedir. Meyveler olgunlaşmaya başladıklarında kazlar çilek bahçelerinden uzaklaştırılmalıdırlar. Altı veya 8 kaz 1 dönümlük çilek bahçesindeki yabani ot temizleme işini rahatlıkla yerine getirebilirler (Graves 1985, Thear ve Fruser 1988, Mercia 1995, Nowland 1997). Yabani ot temizliğinde kullanılan kazlara bol su verilmeli ve gölgelik sağlanmalıdır. Sık yapraklı ağaçlar, A tipi iskeletler veya küçük barınaklar gölgelik olarak kullanılabilir. Ayrıca akşamları kazlara çok az yiyecek verilmelidir. Yabani ot temizliğindeki temel nokta kazların aç tutulmasıdır (Graves 1985). Yabani ot sezonunun sonunda kazlar genellikle tarladan alınırlar ve 3 ila 4 hafta ağırlıkları 4.5-5.5 kg yada daha fazla oluncaya kadar yağlanması için barınaklara yerleştirirler (Ensminger 1992). Kazlar dar bir alanda yetiştirilirlerse, kısa bir süre içerisinde bulundukları alanda bitkilerin yok olmasına ve taşların ortaya çıkmasına neden olabilirler (Feltwell 1992). 10.2. Alarm hayvanı Kazlar yabancı seslere ve rahatsız edilmelere karşı tepki gösterirler ve hep bir ağızdan gürültü yaparlar. Yaklaşan tehlikelere karşı tıslama sesiyle karşılık verirler ve başları eğip uzatarak tehlikeye göz dağı verirler. Kazlar iyi bir bekçi köpeği gibi görev yaparlar. Kaz ırkları ele alındığında az ya da çok bekçilik özelliği taşımalarına rağmen, Çin kazı bekçilik görevi için en çok kullanılan ırktır. Hava alanı, hapishane, askeri üs, cephanelik gibi kritik yerlerin güvenliklerinin sağlanmasında kullanılmaktadırlar (Nowland 1997, Coşkun ve ark. 1997). 11. KAZLARDAN ELDE EDİLEN ÜRÜNLER 11.1. Tüy Kazlardan elde edilen ürünlerden birisi de tüydür. Kaz tüyleri; uyku çantası, yastık ve yorgan yapımında, koltuk üretiminde, okçulukta, boya sanayinde ve olta iğnesi yapımında kullanılabilir. Kaz tüyleri ördek tüyleri ve diğer su kuşlarını tüylerinden daha büyük ve daha yumuşaktır, dolayısıyla diğer tüylerden daha yüksek fiyatla satılabilirler. Kazın karın altı tüyleri ile yumuşak vücut tüyleri çok değerlidir. Kaba tüylerin değeri ise biraz daha düşüktür. Yetişmiş 10 iyi kaz palazından yaklaşık 1 kg kuru tüy üretilebilir (Ensminger 1992, Taylor 1995). Bazı kaz ırkları yumuşak tüy elde etmek için yetiştirilmektedir. Emden kaz ırkında bulunan beyaz tüyler diğer kaz ırklarına göre daha değerlidir. 50 kazdan her defasında yaklaşık olarak 4.5 kg tüy üretilebilir (Nowland 1997).Yaşlı kazlardaki yumuşak tüy verimi daha fazladır. Üç kazdan yaklaşık 450 g kaba ve yumuşak tüy karışımı elde edilebilir. Bu karışımın % 15-25i yumuşak tüydür (Taylor 1995). Yapılan bir çalışmada (Crawford 1990) 3 farklı tüy yolma yöntemiyle elde edilen yumuşak ve kaba tüylerin miktarları karşılaştırılmış, büyümekte olan kazlardaki tüy miktarı 43.9, erişkin kazlardaki tüy miktarı ise 54.5 g olarak bulunmuştur. Tablo 5. Farklı üç yolma yöntemindeki kaba ve yumuşak tüy miktarları (g) Palazlardaki ilk tüylenme 21. günde başlar ve 49. güne kadar devam eder. İlk yolma işlemi, tüylerin tamamen olgunlaştığı 70-77. günler arasında yapılabilir. Yumurtlayan kazlardaki yolma işlemi ise birinci yumurta verim sezonunun sonunda yapılabilir. Genel kural olarak kazlar bir yılda 4 seferden daha fazla ve kışın asla yolunmamalıdır (Nowland 1997). Tüy işleme yöntemi; 1. Tüyler yolunduktan sonra kaba tüyler yumuşak tüylerden ayrılır, 2. Islak tüyler çamaşır sodası ve az miktarda boraks üstüne deterjan ilave edilerek ılık suda yıkanır, 3. Çürümeyi önlemek için tüyler hemen durulanır ve birbirinden ayrılır, 4. Daha sonra tüyler tel ağlar üzerine 3 cm kalınlığında serilir ve kurumaya bırakılır, 5. Tüyler kuruyuncaya kadar her gün düzenli olarak karıştırılır, yayılır ve silkelenir, 6. Tüyler ıslakken torbalara konulmamalıdır, yoksa ısınırlar, 7. Tüyler yeterince kuru değilse, çürümeyi önlemek için bir koruyucu kullanılabilir. Bu amaçla 6 kg ıslak tüy, 6 kg tuz, 500 ml HCl ve 130 litre suyla iyice karıştırılır ve tüyler bu karışımda bir gece bırakılır (Nowland 1997). Bir diğer tüy işleme yöntemi; Tüyler yolunduktan sonra ya havadar bir odada yada güneşte bırakılır. Tüyler 4 hafta asılı tutulur ve ardından beyazlamayan bir patiska torba içersine paket tüyler gevşek şekilde konulur. Daha sonra bu tüyler ya havadar bir odada ya da güneşte bırakılır. Sıkışmayı ve kızışmayı önlemek için torbadaki tüyler ara sıra silkelenmelidir. Tam kurumayı garantiye almak ve hoş olmayan kokuları önlemek için, tüyler torbaya konulmadan önce tüyler üzerine formalin serpilebilir (Nowland 1997). 11.2. Karaciğer üretimi Kaz yetiştiriciliğinin en önemli ürünlerinden birisi de karaciğerleridir. Karaciğer üretimi başta Fransa olmak üzere dünyada birçok ülkede yaygın olarak yapılmaktadır. Avrupa ülkelerinin birçoğunda içki sofralarının vazgeçilmez mezesi olan kaz karaciğeri lezzetlidir ve oldukça yüksek fiyatlardan pazarlanmaktadır. Normalde 150-200 g ağırlığındadır ancak özel besleme yöntemleriyle 1000 grama kadar çıkarılmaktadır. Özel besleme yöntemlerinden birisinde 4-8 hafta süreyle günde 3 öğün olmak üzere zorlamalı mısır verilerek yapılmaktadır. Bu besleme sonucunda karaciğerdeki toplam yağ içeriği 10 katı kadar artmakta, protein düzeyi ise % 50 oranında azalmaktadır (Taylor 1995, Coşkun ve ark. 1997, Nowland 1997). Karaciğer üretimi, özellikle Landaise ve Slovak kaz ırkları ile bunların melezlerinde uygulanmaktadır. Bu ırklarda zorlamalı besleme sonucu aşırı yağlanma eşiği oldukça düşüktür. Düşük yağlanma eşiği, vücutta aşırı yağlanma olmadan karaciğerin yağlanarak büyümesini sağlamaktadır. Landaise kazının iki hattı için ortalama karaciğer ağırlığını sırası ile 773 ve 732 g olarak tespit edilmiştir (Crawford 1990). 11.3. Kaz eti Kaz eti lezzetli bir ettir. Kızartıldığında ağızda parçalanabilen altın rengindeki derisi ile çok nefis bir ziyafet yemeği oluşturur (Graves 1985). Çeşitli özelliklerdeki kaz etlerinin besin değerleri tablo 6da gösterilmiştir. Tablo 6. Çeşitli özelliklerdeki kaz etlerinin besin değerleri (Berry 1996) Kaz etinin her kilogramında tavuk etinden çok daha fazla enerji vardır. Çünkü kazların değerlendirilebilen kısımlarında iki katı daha fazla yağ bulunmaktadır. Kaz etinin tütsülenmesi ve tuzlanması tavuk etindeki uygulamayla aynıdır. Kaz eti ile tavuk eti kompozisyonunun karşılaştırılması tablo 7de verilmiştir (Nowland 1997). Tablo 7. Kaz ve tavuk etinin kompozisyonu (Nowland 1997) Kazlar et için beslendiklerinde şaşırtıcı bir canlı ağırlığa ulaşırlar ve bu konuda diğer kanatlı türlerine göre daha iyidirler. Bir Rock Cornish broiler tavuğu 8 haftalık olduğunda 1.8 kg ağırlığına sahiptir. Aynı sürede beyaz bir Pekin ördeği 3.2 kg gelebilir. Fakat bir Emden kazı bu sürede 4.5 kg ağırlığa ulaşabilmektedir. Bu değerlere iyi bakım ve ad libitum besleme uygulanan hayvanlarda ulaşılabilir. Bu değerlere göre tavuk ve ördek yemek için uygun ağırlıktadır. Fakat kazlar büyümelerine devam ederler. Bir kaz 10-12 haftalık olduğunda ağırlık artışı düşmeye başlar (Graves 1995). 11.4. Yumurta Yumurta verimi yılın erken dönemlerin de başlar. Irklarına göre değişmekle birlikte bir sezonda (yaklaşık 130 gün) 15-60 yumurta verebilirler. Bazı Çin, Roman ve Toulouse ırkları bu sayıdan daha fazla verebilirler. Kazlar 10 yaşına kadar verimli bir yumurta üreticileridir. Fakat yumurta verimi ilk yıllarda, sonraki yıllara göre daha fazladır. Yumurtaları tavuk yumurtalarına nazaran oldukça büyüktür ve birçok kimse bunları sadece yemek için kullanır. Kümes hayvanlarındaki en ağır yumurtalar elde edilir ve ağırlıkları yaklaşık olarak 200 grama kadar çıkabilir (Crawford 1990, Ensminger 1992, Mercia 1995, Nowland 1997). .kaz alımı satımı satılık cin çin alimi satimi satilik uratimi üretimi yavru yerli kanada embden beyaz ala tüy tuy ayak baş bas ciğer ciger ciğeri cigeri fiyatı fiyati resmi resimi kumes kümes kümesi kumesi ticareti satisi satışı |
|
|
|
|
|
|
|